[ad_1]
İstanbul ve diğer illerdeki atık sularda hala görülmeye devam eden koronavirüs için geliştirilen erken uyarı sistemi, salgın hastalıkların önlenmesinde önemli bir rol oynayacak.
DHA
Türkiye’nin koranavirüsle mücadeleye başladığı 2020 yılından itibaren, Türkiye Su Enstitüsü Başkanlığı koordinatörlüğünde atık su arıtma tesisleri giriş ve çıkışlarında kompozit atık su numunelerinde koronavirüs taramaları devam ediyor. 3 yıldır süren çalışmalar kapsamında 21 pilot şehir ve İstanbul’da incelemeler devam ederken, atık sularda koronavirüsün hala görüldüğü de ortaya çıktı. Bölgelerdeki hastalıkta artış, azalış, sabit gidiş takibinin yapıldığı çalışmaları, hazırlanan haritalar üzerinden de takip etmek mümkün hale geldi. Geliştirilen sistemin, deprem bölgelerinde olası salgın hastalıklarının tespiti için kullanılmasıyla ilgili de girişimler başladı.
Çalışmalarda görev alan Marmara Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bilge Alpaslan Kocamemi, devam eden çalışmalar ve gelişmeler hakkındaki detayları paylaştı. Türkiye genelinde ocak ayında, koronavirüsün en yoğun görüldüğü ilin İstanbul olduğuna dikkat çeken Kocamemi,
Herhangi bir ilimizde ani bir artış olması durumunda bunu zaten en az 5 gün öncesinden atık sularda görebiliyoruz. Türkiye genelinde Covid-19 var ama çok yüksek ya da pandeminin başındaki gibi değil.
ifadelerini kullandı.
Atık sulardaki yayılım, sürüntü testlerinden daha gerçekçi
Prof. Dr. Bilge Alpaslan Kocamemi,
Covid-19 tam olarak bitmedi ama toplumda yaklaşım değişti. Artık Covid’i grip olarak algıladığımız için çok da ağır semptomlar göstermediği için hastanelere sürüntü testleri için başvurular azaldı. Raporlanan hasta sayısı da giderek düşüş gösterdi. Aslında bu noktada çalışmamız önem kazandı çünkü çok hafif semptom gösteren, hiç semptom göstermeyen kişilerin de idrar ve dışkılarında Covid-19 virüsü olduğu için, şu anda atık sularda gözlemlenilen Covid-19 yayılımı, sürüntü testlerine göre raporlanandan çok daha gerçekçi bir durumu yansıtıyor. Bu testlere göre bazı dönemlerde artışlar, bazı dönemlerde azalışlar gözlemliyoruz ama Covid-19 kesinlikle tamamen bittiyi, atık sulardaki gözlemlerimizde diyemiyoruz. Covid hala devam ediyor
ifadelerini kullandı.
Salgın artışı, 5 gün önceden gözlenebiliyor
Prof. Dr. Kocamemi,
Covid-19 atık sularda hala görülüyor ve bu görülmenin dışında biz atık sulara bakarak toplumda koronavirüs sayısı artıyor, azalıyor, sabit gidiyor yorumunu çok sağlıklı olarak yapabiliyoruz. Bu 3 senelik tecrübenin neticesinde herhangi bir ilimizde ani bir artış olması durumunda biz bunu zaten en az bir 5 gün öncesinden atık sularda görebiliyoruz. İstanbul’u her hafta gözlemliyoruz. Ülkede ani bir artış yeni bir pandemi dalgası var mı diye rutin olarak takip etmiş oluyoruz. Toplumdaki artışı gözlemlemenizle, atık sudaki artışı gözlemlemeniz arasında en azından 5 günlük bir fark oluyor biz de bunu erken uyarı olarak nitelendiriyoruz
diye konuştu.
“Bayram dönemi dikkat edilmeli”
Prof. Dr. Kocamemi,
3 seneki ölçümlere baktığımızda koronavirüsün oldukça düşük seyrettiğini söyleyebiliriz. Özellikle bayramlardan sonra Türkiye’de çok ciddi artışlar olur. Bayramlarda örf adetlerimiz gereği Anadolu’ya çok fazla bir hareketlenme oluyor. Biz 3 senedir hep bunu gördük. Bayram dönemlerinde hemen bir ‘koyu yeşil’e dönüş oluyor. Özellikle Anadolu şehirlerimizde. Bu bayram ne göreceğiz bilmiyorum ama şu an için baktığımızda Türkiye genelinde Covid-19 var ama çok yüksek, pandeminin başındaki gibi değil
dedi.
İstanbul’da vaka yayılımının seyri farklı
Ocak ayında koronavirüsün en yoğun görüldüğü illerden biri olan İstanbul için Prof. Dr. Kocamemi,
İstanbul’un kendi içinde bile vakalarının yayılımı farklı olabiliyor. Tuzla bölgesinde vaka sayısı azken, Kadıköy ilçesindeki vaka sayısı, Tuzla’daki vaka sayısından daha fazla. Ambarlı bölgesindeyse yine Kadıköy’e göre daha az. Ocak ayında, İstanbul en yoğun, onu Ankara Konya, Mersin ve Adana takip ediyor. Diğer illere baktığımızda koronavirüs tabi ki var ama çok az diyebiliriz. İstanbul’daki Covid-19 sayısıyla Samsun’daki sayı aynı değil. İstanbul’da çok daha yoğun bir Covid var. Haritaların da maksadı bu. Sayı veremeyiz ama bu bize Türkiye genelinde hangi bölgelerde yoğun olduğunu gösterdiği için gerekli önlemlerin alınması için çok faydalı bir araç.
diye konuştu.
Deprem bölgesinde salgın takibi
6 Şubat’ta yaşanan depremden etkilenen şehirlerde de bu çalışmanın uygulanması için adımlar atıldığına dikkat çeken Prof. Dr. Kocamemi,
Çok yeni bir deprem oldu, üzücü bir şekilde pek çok insan şu an geçici çadır kentlerde ya da konteyner kentlerde yaşıyorlar. Burada da bir geçici mobil tuvalet sistemi var. Bu tip yerlerde atık hiçbir şeyle karışmadığı için oradaki atık suyun takibiyle, herhangi bir olası salgın hastalığı takip etmeniz mümkün. Bu yönde de bakanlıklarla görüşmelerimiz devam ediyor. İlerleyen zamanlarda böyle bir risk oluşması halinde bunu önceden kontrol edebilmemiz için bu yöntem çok verimli bir şekilde kullanılabilir. Geçici tuvaletlerden alınacak örnekte olası salgın hastalıklara sebep olacak virüs ya da patojenlerin, Kolera, Dizanteri, Hepatit A, Rota Virüsü gibi bir sürü hastalık olabilir yaşam koşulları gereği. Bu takiple biz bunun bir salgın boyutuna gelmeden o topluluk içerisinde bunda bir artış oluyor kontrolünü yapabilecek bir yöntemden bahsediyoruz. Bu anlamda da bu yöntemin o bölgelerde kullanılmasıyla ilgili girişimler şu anda yapılıyor. Biz Covid’de sadece bir virüsü takip ediyorduk, burada takip edilmesi gereken pek çok virüs ve patojen var. Bu yöntemlerin oturtulması anlamında biraz sürece ihtiyaç vardı. Deprem olduğundan beri bunun üzerine yoğunlaşmış vaziyetteyiz. İlerleyen dönemlerde umuyorum ki bu 3 senelik tecrübe o bölgelerde de faydalı bir şekilde kullanılıyor olacak.
diye konuştu.
Uluslararası platformda Türkiye’nin çok önemli yere sahip olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Kocamemi, mart ayında Birleşmiş Milletler Su Konferansında Sağlık Bakanlığı koordinasyonunda, dünyanın öncü kuruluşları ile bir etkinlik düzenlediklerini ve dünyaya atık su taramalarının yalnızca covid ile kalmayacağı mesajı verdiklerini söyledi.
[ad_2]