[ad_1]
Fed’in son toplantısının tutanakları bazı yetkililerin daha fazla faiz artışının gerekli olabileceğini, bazılarının ise bunun gerekli olmayabileceğini düşündüğünü gösterdi.
AA
Küresel ekonomilerde Kovid-19 sonrası toparlanmaya rağmen yüksek enflasyon riski nedeniyle pek çok ülke faiz artırımına gidiyor.
Türkiye ise faiz kararlarıyla dünyadan ayrışıyor.
Fed’de faiz ayrışmaları
ABD Merkez Bankası’nın (Fed) politika faizinin 25 baz puan artışla 16 yılın en yüksek seviyesi olan yüzde 5-5,25 aralığına yükseltildiği son toplantının tutanakları Fed yetkililerinin daha fazla faiz artışının gerekli olup olmadığı konusunda ikiye bölündüğünü gösterdi.
Tutanaklarda yetkililerin daha fazla politika sıkılaşmasının ne kadar uygun olabileceği konusunda genel olarak belirsizliğe işaret ettiği ifade edildi.
Fed tutanaklarında, “Bazı yetkililer enflasyonun yüzde 2’ye düşürülmesindeki ilerlemenin kabul edilemez derecede yavaş seyretmeye devam edebileceği beklentilerine dayanarak gelecek toplantılarda ek politika sıkılaşmasının muhtemelen gerekli olacağı yorumunu yaptı” ifadesi yer alırken birkaç yetkilinin ise ekonominin mevcut görünümleri doğrultusunda ilerlemesi halinde mayıs toplantısından sonra daha fazla politika sıkılaşmasının gerekli olmayabileceğini belirttiği aktarıldı.
Faiz artışının ne ölçüde olacağı belirsiz
Fed tutanaklarında yetkililerin para politikasındaki kümülatif sıkılaşmanın gecikmeli etkileri ve kredi koşullarındaki sıkılaşmanın ekonomi üzerindeki olası etkileri ışığında söz konusu toplantıdan sonra daha fazla faiz artışının ne ölçüde uygun olabileceğinin ‘daha az kesin’ hale geldiği konusunda genel olarak hemfikir olduğu belirtildi.
Yetkililerin enflasyonun ‘kabul edilemez derecede yüksek’ olduğu konusunda hemfikir olduğu aktarılan tutanaklarda mart ayına kadar olan verilerin enflasyondaki düşüşlerin özellikle çekirdek enflasyon ölçütlerinde beklenenden daha yavaş olduğunu gösterdiği ifade edilirken Fed çalışanlarının finansal koşulların halihazırda sıkı olduğu bir dönemde banka kredi koşullarındaki beklenenden fazla sıkılaşmanın etkilerinin bu yılın sonunda ılımlı bir resesyona yol açacağını tahmin etmeye devam ettiği ortaya koyuldu.
Maksimum istihdam ve fiyat istikrarı hedeflerine yönelik belirgin riskler ışığında yetkililerin genel olarak gelen bilgileri ve bunların ekonomik görünüm üzerindeki etkilerini yakından izlemenin önemini vurguladığı belirtilen tutanaklarda ekonomik görünüme yönelik risklerin ağırlıklı olarak aşağı yönlü olduğu kaydedildi.
Borç limitine dair endişelere işaret edildi
Tutanaklarda ayrıca bazı yetkililerin borç limitinin zamanın yükseltilemeyeceğine, bunun da finansal sistemde önemli aksamalar ve ekonomiyi zayıflatan daha sıkı finansal koşullar açısından tehdit oluşturabileceğine dair endişelere dikkati çektiği, birçok yetkilinin finansal sistemde ve genel olarak ekonomide ciddi bozulma riskinden kaçınmak için borç limitinin zamanında artırılmasının öneminden bahsettiği aktarıldı.
Bankacılık sektörü stresinin ekonomik faaliyet üzerinde daha fazla baskı oluşturacağı konusunda da hemfikir olunduğu dile getirilen tutanaklarda ancak bunun ne ölçüde olacağının belirsizliğini koruduğu kaydedildi.
[ad_2]