[ad_1]
Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek, Türkiye ekonomisinin küresel anlamda iyi bir seviyede olduğuna vurgu yaparak yürütülen programın olumlu yansımalarının finansal göstergelerin ardından makro göstergelerde de görülmeye başladığını ifade etti.
AA
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, “Birlikte Gelişmek: Sorumluluklar, Eylemler ve Çözümler” temasıyla düzenlenen İstanbul’daki TRT World Forum’da konuştu.
Bakan Şimşek, “Küresel ekonomiyi yeniden şekillendirmek” başlıklı oturumun açılışında yaptığı konuşmada, küresel ısınmanın etkisine işaret etti, gıda güvenliği ve kütlesel göçler gibi konularda belirsiz alanların oluştuğuna da dikkati çekti.
Bakan Şimşek, konuşmasında sürdürülebilir yüksek büyüme, kalıcı refah artışının ancak fiyat istikrarı ile mümkün olduğunu savundu. Bu nedenle de en temel önceliğin enflasyonla mücadele olduğunu dile getiren Şimşek, programın başarılı şekilde işlediğini aktardı.
“Yıllık enflasyondaki düşüş 2024’ün ortasından itibaren başlayacak”
Şimşek enflasyon ile mücadele bir süreç işi olduğunu dile getirerek, yıllık enflasyondaki düşüşün 2024 yılının ortasından itibaren başlayacağını dile getirdi.
Şimşek, programın olumlu yansımalarının finansal göstergelerin ardından makro göstergelerde de görülmeye başladığını ifade etti. Konuşmasında son dönemde Türkiye’ye yabancı yatırımcı ilgisinin arttığına da vurgu yapan Şimşek, portföy yatırımlarına haziran-eylül döneminde 4,9 milyar dolar giriş olduğunu belirtti.
“Küreselleşmenin hız kesmesi yeni bir çağın başlangıcını gösterdi”
Bakan Şimşek, oturumun açılışında yaptığı konuşmada küreselleşmenin hız kesmesinin, artan korumacılığın, yaşlanan dünya nüfusunun, yüksek borçluluğun ve iklim değişikliğinin getirdiği problemlerin yeni bir çağın başlangıcını gösterdiğini anlatan Şimşek, bu problemlerin küresel büyüme ve küresel ticaret hacmi üzerinde gelecek 5 yılda olumsuz etkide bulunacağını söyledi.
Şimşek, ticaretin büyümenin motoru olduğunu ancak dünyanın birçok bölgesinde küresel ticarete yönelik kısıtlamalar uygulandığını dile getirdi.
Bakan Şimşek, dünyada artan yaşlılığın küresel büyümeye de olumsuz etkisinden bahsederek, Türkiye’nin bu alanda önemli bir avantaja sahip olduğunu, bu durumun da hizmet sektörüne ve turizme pozitif etki ettiğini bildirdi.
“Türkiye, önemli avantajlara ve fırsatlara sahip”
Küresel ekonomiyi olumsuz etkileyen problemler noktasında Türkiye’nin önemli avantajlara ve fırsatlara sahip olduğunu vurgulayan Şimşek, sözlerini şöyle sürdürdü:
Jeopolitik konumumuz sayesinde dost ve yakın ülkelerden tedarikte en iyi adaylardan birisiyiz. Gelişmekte olan ülkelerle kıyaslandığımızda, güçlü bir büyüme performansı gösteriyoruz. Ayrıca bu performansı gösterirken, borçluluk seviyemizi de diğer ülkelere kıyasla da düşük tutmayı başardık. Dünya nüfusunun hızla yaşlandığı bir dönemde görece genç ve dinamik nüfus yapımız bizi diğer ülkelerden olumlu ayrıştırıyor.
“İklim değişikliği ile mücadelede gerekli adımları atacağız”
Bakan Şimşek, küresel iklim değişikliğinin uluslararası ticarete ve uluslararası yatırımlara negatif etkisinden bahsederek, gelecek dönemin en önemli konularından olan iklim değişikliği ile mücadelede de gerekli adımları atacaklarını söyledi.
“Artık en temel kurallara bile saygı duyulmuyor”
İklim değişikliğinin yanı sıra dünyanın farklı coğrafyalarında yaşanan çatışmalara işaret eden Şimşek, şöyle konuştu:
Artık en temel kurallara bile saygı duyulmuyor. Gazze’de olanlara bakın. Bazı ülkeler ateşkes için bile çağrıda bulunamıyorlar. Buna bile cesaretleri yok. Şu anda içinde bulunduğumuz dünya böyle bir dünya. Henüz bir hegemon güç ve diğer pek çok oyuncu yeni sistemin nasıl şekilleneceğini konuşuyor bu da pek çok belirsizlik getiriyor küresel büyüme için.
Şimşek, son 10 yılda Türkiye’nin büyüme performansına dikkat çekti
Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek, Türkiye’nin coğrafi konumunun ülkeye sunduğu avantajlardan bahsederek, büyük bir üretici olan Türkiye’nin yakın ülkelerle bu özelliğini geliştirebileceğini söyledi. Son 10 yılda Türkiye’nin büyüme performansına işaret eden Şimşek, Hindistan ve Çin haricindeki gelişmekte olan ülkelere göre birçok şeyi daha iyi yaptıklarını vurguladı.
“Türkiye’nin nüfusu 18 AB ülkesinin toplamından daha fazla”
Şimşek, erişilebilir bir pazar olan Türkiye’nin nüfusunun 18 AB ülkesinin toplamından daha fazla olduğunu kaydederek, şöyle konuştu:
Eğer burada biz kendi evimizi düzene sokarsak hiçbir ülke Türkiye’yi bu kadar önemli bir güçken görmezden gelemez. Türkiye hala ciddi bir büyüme potansiyeli sunmaktadır. Fırsatlarımız var ancak avantaj sağlamak için daha fazla şey yapmamız gerekiyor.
Hedef: Bütçe açığının milli gelire oranla yüzde 6’nın altında olması
Bakan Şimşek, Türkiye’nin uyguladığı ekonomik programdan bahsederek, “2023 yılı bütçe açığının milli gelire oranla yüzde 6’nın altında olmasını bekliyoruz.” dedi.
“Programımızın olumlu yansımaları makro göstergelerde de görülmeye başlandı”
Sahip oldukları fırsatlardan en iyi şekilde faydalanmak için kapsayıcı bir program uygulamaya başladıklarını vurgulayan Şimşek, şu ifadeleri kullandı:
Sürdürülebilir yüksek büyüme, kalıcı refah artışı ancak ve ancak fiyat istikrarı ile mümkündür. Bu sebeple en temel önceliğimiz enflasyonla mücadeledir. Programız başarılı bir şekilde işliyor. Programın olumlu yansımaları finansal göstergelerin ardından makro göstergelerde de görülmeye başlandı. Büyümede dengelenmeye doğru yol alırken cari açık düşüyor, enflasyonda ivme kaybı var ve rezervlerimiz artıyor. Enflasyondaki eğilim hakkında doğru bilgi veren yıllıklandırılmış çekirdek göstergeler hedeflerimiz ile uyumlu seyrediyor. Enflasyon ile mücadele bir süreç işidir, yıllık enflasyondaki düşüş 2024 yılı ortasından itibaren başlayacak.
“Son dönemde ülkemize yönelik yabancı yatırımcı ilgisi arttı”
Bakan Şimşek, deprem harcamalarının bütçe dengesinde geçici bir bozulmaya yol açtığını belirterek, mali disiplini yeniden sağlayacak gelir ve harcama politikalarını uygulamaya aldıklarını söyledi. Para ve maliye politikasındaki uygulamaların gelecek dönemde kapsamlı yapısal reformlarla destekleneceğini dile getiren Şimşek, şu açıklamalarda bulundu:
Son dönemde ülkemize yönelik yabancı yatırımcı ilgisi arttı. Ocak-mayıs döneminde 2,9 milyar dolar çıkış olan portföy yatırımlarına, haziran-eylül döneminde 4,9 milyar dolar giriş oldu. Güncel veriler girişin devam ettiğini gösteriyor. Bankacılık sektörü ile banka dışı sektörün dış borç çevirme oranları yükseliyor. Düşen cari açık ve artan sermaye girişi ile rezervlerimiz de artmaya devam ediyor. Mayıs ayına göre brüt rezervler 42 milyar dolar yükseldi.
“5 yıllık kredi risk priminin (CDS) düşüş eğilimi sürüyor”
Şimşek, cari açığın daralmaya devam ettiğini ve bu daralmanın süreceğini kaydederek, para politikasının daha işlevsel hale geldiğini, 5 yıllık kredi risk priminin (CDS) düşüş eğilimini sürdürdüğünü, reytinglerdeki artışın devam edeceğini, bu gelişmelerin doğru yolda olduklarını gösterdiğini anlattı.
“Altın ithalatı makul seviyelere inecek”
Bakan Şimşek, dengelenmenin enflasyonu düşünreceğini belirterek, altın ithalatı ile ilgili şu değerlendirmeyi yaptı:
Yakın zamandaki büyümeye bakacak olursak, en üst seviyede değil, bunun nedeni basit; çünkü net ihracatlar negatif olmuş durumda biz burada büyümenin net ihracat yüzünden çekilişini azaltmak istiyoruz. Bu yüzden tekrar dengeleme diyoruz. Tekrar dengeledikçe enflasyon azalacak; bu gerçekten işte anahtar olan şey uzun vadeli büyüme için ama bu yılın cari açığına bakarsanız ağırlıklı olarak altın ithalatından kaynaklı. ‘Neden Türkler bu kadar çok altın ithal ediyor? Sonuçta yenecek bir şey değil bu.’. Buradaki para politikası uygulamaları altının talebinin artmasına yol açmış enflasyona kıyasla. Şimdi artık enflasyonu aşağı doğru düşüreceğimize göre böyle bir talep azalacak, böylelikle altın ithalatı daha makul seviyeler inecek.
Haber Kaynağı: Anadolu Ajansı (AA)
[ad_2]