[ad_1]
Son dakika haberi: CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu partisinin grup toplantısında açıklamalarda bulunmuş, saat 22.00’yi işaret ederek, “Kaçış planının anatomisini ifşa edeceğim” demişti. Kılıçdaroğlu, saat 22.00’de toplumsal medya hesabından “Onlar kaçacak yer ararken, bizim başka memleketimiz yok. Biz bir yere gitmiyoruz, bu devleti beraber ayağa kaldıracağız. Başını dik tut sevgili halkım. Sen varsın ve daha iyisini hak ediyorsun. Geliyor mutlu, rahat günler!” notuyla bir video paylaştı. Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarına AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hamza Dağ ve Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, canlı yayında sert tepki gösterdi. İşte son dakika gelişmesinin bilgileri…
Ömer Çelik’in açıklamalarından satır başları şu şekilde:
Son 10 senedir Türkiye’nin dış politikada ya da terörle mücadeleyle ilgili büyük operasyonlar başlatacağı vakit gündemi değiştirmeye dair tartışmaların açıldığını belirten Çelik, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Suriye’ye yönelik yeni bir operasyon başlatılacağı açıklamasının arkasından gene bu şekilde bir hücum geleceğini değerlendirdiklerini söylemiş oldu.
Çelik, daha önceki iddialarına ilişkin de belge paylaşacağını bildiren sadece paylaşamayan Kılıçdaroğlu’nun, bir kere daha Yassıada zihniyetinin kara propagandasını yeni bir aşamaya taşıdığını, Cumhurbaşkanlığı makamına karşı nefret siyaseti dili kullandığını ve aile değerlerini hedef alan çirkin bir kampanyayı yeniden güncellemeye çalıştığını söyledi.
Kılıçdaroğlu’nun her hafta bir devlet kurumunu ya da bir sivil cemiyet örgütünü hedefe koyarak nefret ve kin siyaseti kampanyası yürüttüğünü kaydeden Çelik, şöyleki devam etti:
“Bu o bildiğimiz, alışık olduğumuz AK Parti’nin iktidara geldiğinden beri savaşım etmiş olduğu bir şeydir, vesayet siyasetidir. Bu Yassıada zihniyetinin ara sıra çeşitli şekillerde görünümü olarak gündeme gelen kurnaz bir kampanyadır. Buna da en sert karşılık vereceğiz. Ondan sonrasında da Sayın Kılıçdaroğlu ‘Siyasetin dili niye sertleşiyor?’ demesin. Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanını kimse tehdit edemez. ‘Siyaseti niye kutuplaştırıyorsunuz?’ demesin. Asla kimse aile değerlerini hedefe koyamaz. ‘Politika niçin bu kadar sertleşiyor demesin. Şundan dolayı vatandaşı hedef gösteren kendisi, sivil cemiyet örgütlerine hedef gösteren kendisi, devlet kurumlarını, kamu çalışanlarını hedef gösteren kendisi. Bizim demokratik ödevimiz, demokratik vazifemiz bu tehditlere direnmektir. Bunlara politika ve hukuk dairesinde lüzumlu karşılıkları en gür şekilde vermektir. Bunu da vermeye devam edeceğiz.”
Numan Kurtulmuş’un açıklamalarından satır başları ise şu şekilde:
Kurtulmuş, Kılıçdaroğlu’nun siyasette izlediği üslubunun ibretamiz bulunduğunu dile getirerek, şöyleki konuştu:
“Devamlı hücum eden, devamlı nezaketsizlik kalıplarıyla konuşan, devamlı bir saldırganlık içinde. Bir ihtimal kendisinin adaylığıyla ilgili şüpheler, sorular artıkça kendi tarafını da konsolide etmek için bir tavır içinde. Yalan söyleyerek, hakaret ederek, tehdit ederek. Bu biçim, Türkiye siyasetini kirleten bir tarzdır. Zehirli bir dildir. Haksız bir dildir. Söyledikleri bununla beraber büyük bir mantık hatası ve çelişkilerle dolu. Dolayısıyla bu nefret dilini, nezaketsizliği, saldırganlığı kategorik olarak reddediyoruz. Bu doğru değildir. Türkiye siyasetine yapılmış olan büyük kötülüklerden birisidir.”
Kurtulmuş, Kılıçdaroğlu’nun kaçmayı en iyi bilenlerden biri bulunduğunu, 15 Temmuz akşamında nereye kaçtığını ve gizlendiğini her insanın bildiğini söyleyerek, şu ifadeleri kullandı:
“15 Temmuz’da can pahasına demokrasi mücadelesi veren Sayın Cumhurbaşkanımızı ve etrafındaki insanları ‘kaçacaklar’ diye bir halde töhmet altında bırakmak da tam manasıyla edepsizliktir. Bir anlamda kendi geçmişlerindeki o kaçışların hatırlatılmasından da duydukları rahatsızlıktır. İki tane vakfı hedef alarak ortaya koymuş olduğu tamamıyla FETÖ vari bir söylemdir. Bu yaptıklarıyla tamamıyla FETÖ’nün amaçlarına hizmet ediyorlar. Bunun nefret, kutuplaştırma, ötekileştirme ve çatışma dilini artırmaktan başka hiçbir amaca hizmet etmeyeceğini kendisinin görmesi lazım. Bizim politika ve devlet geleneğimizde bu tarz bir olay yok.”
Hamza Dağ’ın yapmış olduğu açıklamadan satır başları:
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hamza Dağ da Kılıçdaroğlu’nun iddialarına toplumsal medya hesabından paylaşmış olduğu mesajlarla tepki gösterdi.
Kılıçdaroğlu’nun “kendisine verilen görevi yerine getirmiş olduğu”ni ifade eden Dağ, Kılıçdaroğlu’nun “FETÖ sözcülüğü” yaptığına dair iddiaları paylaştı.
Dağ, mesajında şunları kaydetti:
“Kaçacak’ söylediğin önder hiçbir vakit kaçmadı, devamlı milletinin yanında oldu. O önder ki 15 Temmuz benzer biçimde bir günde milletine liderlik etti, ‘topunuz gelin’ diyecek cesareti gösterdi. Peki ya sen? Bir zavallı benzer biçimde tankların arasından kaçtın, olanları evde izledin ve seni gene sahaya sürüyorlar. Yalan, balçık ve kara çalma siyaseti kanalıyla gündeme gelmek için her ne yaparsan yap, liderlik yapamayacak silik bir kişilik bulunduğunu gizleyemeyeceksin. Cumhurbaşkanımız gene kazanacak. Sen de bunu mutfağından izleyeceksin.”
Fahrettin Altun’un açıklamalarından satır başları da şu şekilde:
Ne yaparlarsa yapsınlar bürokratlar pirim vermeyecek. 15 Temmuz’da kimin kaçacak delik aradıklarını gördük.
Bu umarsızlık ve acziyetin göstergesidir. Yaptıkları tek şey yalan terörüdür. İsmi anılan vakıflar açık ve şeffaftır. Vakıflarımız Türk öğrencileri destekleme gayretindeler.
Sayın Cumhurbaşkanımız hukuki mücadelesini verecektir.
TÜRGEV ve Ensar Vakfından Kılıçdaroğlu’nun iddialarına tepki
TÜRGEV ve Ensar Vakfından meydana getirilen açıklamada, ilim mertebesinin en yüksek mertebe olduğuna asırlardır inanan Türk toplumunun talebe okutma misyonunu çoğunlukla vakıflar vesilesiyle yürüttüğü, bu çerçevede pek oldukca vakıf benzer biçimde TÜRGEV ve ENSAR Vakfının da bu misyonla kendi öz kaynaklarıyla bugüne dek on binlerce öğrenciye eğitim desteği sağlamış olduğu açıklandı.
TÜRGEV ve ENSAR Vakfının kuruldukları günden bu yana değişmeyen vasıflarının, gençleri son zamanların değişen şartlarına bakılırsa desteklemek ve her dönemde karşılaştıkları meydan okumalar karşısında yanlarında olmak olduğu vurgulanan açıklamada, şunlar kaydedildi:
“Devletimizin yurt içinde ve yurt haricinde çeşitli projelerle ve burslarla desteklediği gençler, kendi alanlarında en yetkin üniversitelerde, kurumlarda ve enstitülerde eğitim görmekte, bu çerçevede ABD Birleşik Devletleri’ne de her yıl oldukca sayıda gencimiz gitmektedir. Bugünün şartlarında, kendisini bölgesel ve küresel bir güç olarak tanımlama iddiasındaki ülkesine, iddia sahibi olduğu her alanda katkı vermek isteyen ve bundan dolayı yurt içinde ve yurt haricinde eğitim olanaklarının ardına düşmüş olan dinamik genç nüfusumuzun başta ABD olmak suretiyle birçok ülkede güvenli ve sıhhatli barınma ve burs imkanlarına kavuşturulması TÜRGEV ve ENSAR Vakıflarının, durmaksızın güncellenen toplumsal yarar yaklaşımları içinde de yerini almıştır. Bu çerçevede bu iki vakıf güçlerini birleştirmiş ve ABD’de yerleşik Türk toplumunun da taleplerini ve desteğini arkasına alarak TÜRKEN Vakfının kuruluşuna önderlik etmiştir. Amerikan makamları geçtiğimiz yıl, ABD’de mukim Türk vatandaşları tarafınca yönetilen TÜRKEN Vakfını FARA olarak malum yasal çerçeve içine almak istemişler, bu çerçevede lüzumlu yasal prosedürlerin tamamlanmasının arkasından geçtiğimiz günlerde kayıt işlemini tamamlamışlardır. Bu kayıt işlemi ABD yasalarına bağlı çalışan vakfın, denetime açık ve saydam yapısının organik bir sonucudur ve dileyen her insanın ulaşabileceği dokümanlar Amerikan Hakkaniyet Bakanlığının sitesine yüklenmiştir.”
“TÜRKEN Vakfı şimdiden bulunmuş olduğu ülkede saygı duyulan bir konuma ulaştı”
Açıklamada, ABD yasalarına bakılırsa kurulan ve gene ABD yasaları çerçevesinde etkinlik gösteren TÜRKEN Vakfının, ABD’ye okumak suretiyle gelen Türk gençlerine barınma ve burs imkanları sunan, onların bulundukları çevreyle uyumlu ve sıhhatli bir eğitim yaşamı geçirmeleri için çeşitli faaliyetler düzenleyen bir vakıf olduğu bildirildi.
Attığı her adımı saydam ve hesap verilebilir olan, ABD makamları tarafınca denetlenen TÜRKEN Vakfının şimdiden bulunmuş olduğu ülkede saygı duyulan bir konuma ulaştığına dikkat çekilen açıklamada, bu saygı duyulan konumun, vakfın ABD’de yaşayan başta Türk toplumu olmak suretiyle pek oldukca önde gelen cemiyet lideri tarafınca desteklenmesini ve kalabalık bağış organizasyonlarıyla kendisine kaynak sağlamasını da bununla beraber getirmiş olduğu açıklandı.
ABD’ye okumak suretiyle gelen Türk gençlerinin ilk ve en mühim ihtiyacının barınma bulunduğunun anlaşılmasının arkasından toplanan bağışlarla New York’ta bir yurt binasının inşa edilmesinin bir gerekseme olarak öne çıkmış olduğu aktarılan açıklamada, şu ifadelere yer verildi:
“Bu çerçevede mahalli bağışçılar haricinde TÜRGEV ve ENSAR vesilesiyle birçok hayırsever bu prestijli projenin parçası olarak yurt dışındaki Türk öğrencileri destekleme yoluna gitmişlerdir. Gelecek yıl açılması planlanan ve son aşama etkin bir bütçe kullanımıyla hayata geçirilen yurt binası bir tek orada konaklayacak olan Türk öğrencilerin değil yurt dışındaki Türk toplumunun ve ülkemizin gururu olmaya adaydır. Böylesine büyük ve kıymetli bir vizyonun eseri olan çalışmaların ve Türkiye Cumhuriyeti’nin tüm vatandaşlarını gururlandırması ihtiyaç duyulan bir projenin, yalanlara ve kara çalma kampanyalarına araç-gereç yapılarak lekelenmeye çalışılmasının arkasındaki motivasyonu anlamakta güçlük çekiyoruz. Amerikan makamlarıyla paylaşılmış ve açık kaynaklardan dileyen her vatandaşın ulaşabileceği bilgilerin, gizemli bir havayla adeta servis edilmesini ve ülkemize dönük bir lekeleme kampanyasının piyonu olunmasını esefle kınıyoruz. Hiçbir yasal ve etik dayanağı olmayan, baştan sona bir FETÖ kumpası görüntüsünü çağrıştıran bu akıl ve izan dışı iddiaları cevaplamaya tenezzül etmemiz, iddia sahiplerine biçtiğimiz değerden değil kamuoyuna duyduğumuz saygıdandır. Takdir yüce milletimizindir.”
ANASAYFAYA DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ
[ad_2]
Kaynak: webhane.com