[ad_1]
Son dakika haberi: Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti grup toplantısında açıklamalar yapmak suretiyle kürsüye çıktı. Konuşmasında “Ana karşıcılık iyi mi bakıyor? ‘Bunlar kaçkın’ diyor. ‘Bu tarz şeyleri buraya alamayız. Bu tarz şeyleri geldikleri yere yollayacağız’ diyor” diyen Erdoğan, sözlerini “Bunlar uygar değil, gayri uygar” ifadeleriyle sürdürdü. Erdoğan, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun da Van ziyaretinde gerçekleştirdiği konuşmaya değinerek Kılıçdaroğlu’na yüklendi ve “Kılıçdaroğlu Van’da terör örgütünün ağzıyla konuşarak aklınca Kandil’e slm çakıyor. Bu şehri 2011’deki depremin peşinden adeta sıfırdan, tekrardan inşa ettiğimizden bile insanın haberi yok” şeklinde konuştu. Erdoğan, Kılıçdaroğlu’na 10 sual yöneltip “kati, kati, net yanıt beklediğini” belirtti. Yunanistan’a sert tepki gösteren Erdoğan, Yunanistan’la Yüksek Düzeyli Stratejik Konsey Anlaşması’nı bozduklarını bildirerek “Artık bu ülkeyle ikili görüşme yapmayacağız” açıklamasında bulunmuş oldu. Cumhurbaşkanı Erdoğan Suriye’de Türkiye’nin gerçekleştirmesi bekleyen terör operasyonuyla ilgili ise “Cenup sınırlarımızı 30 km. koruma planımızın yeni bir safhasına geçiyoruz. Tel Rıfat ve Münbiç’i teröristlerden temizliyoruz” dedi.
“ÇEVRECİLİK ADINA KONUŞANLARIN HİÇBİRİ ‘BURADA ÇEVRE KATLİAMI VAR’ DEMEDİLER”
Erdoğan’ın açıklamalarından satır başları şu şekilde:
-
Son olarak İstanbul’un fethinin 569. yılının coşkusunu Mustafa Kemal Atatürk Havalimanı Millet Bahçesi müjdesiyle ve 560 bin kişinin katılımıyla milletimizle beraber paylaştık.
-
Devamlı söylediğimiz şeklinde, aslolan olan gönüllerin fethedilmesidir. Tarih, fethettiğimiz her yerde itimatı, huzuru, hoşgörüyü ve refahı hakim kılmak için verdiğimiz büyük mücadelenin şahididir. Bugün de ecdadımızdan aldığımız ilhamla kendi vatanımızı ve bayrağımızı dalgalandırdığımız her yeri esenlik yurdu haline getirmenin mücadelesini veriyoruz.
- İstanbul hala yedi tepesi, boğazı, abide eserleriyle şairlerin, bestekarların esin kaynağı olmayı sürdürüyor. Çamlıca Tepesi, bir kirlilik abidesiydi. O kulelerle tamamen bir rezelatti. Çevrecilik adına konuşanların hiçbirisi ‘Biz ne yapıyoruz, burada bir çevre katliamı var’ demediler. Fakat biz geldik ve oradaki tüm demir yığınlarını kaldırdık, görkemli bir tasarım olan Çamlıca Kulesi’ni diktik.
“MİLLETİ ALDATMA YARIŞINDA DEĞİLİZ”
-
Ana karşıcılık iyi mi bakıyor? ‘Bunlar kaçkın’ diyor. ‘Bu tarz şeyleri buraya alamayız. Bu tarz şeyleri geldikleri yere yollayacağız’ diyor. Bunlar uygar değil, gayri uygar.
-
Biz, Mustafa Kemal Atatürk Havalimanı’na bin 6 odalı kent hastanesi yaptık. 3 ayda yaptık. Biz ana muhalefetin kalkıp da adeta hâl binasını hastane diye takdim etmek suretiyle milleti aldatma yarışında değiliz. Bu hastanenin içinde MR’ıyla, tomografisiyle, her şeyiyle eksiksiz sayılabilecek bir hastane yaptık. Aynı şekilde, aynı sürede Sancaktepe’de aynı oda sayısına, iç donanıma haiz kent hastanesini orada da yaptık. Bunların özelliği şu; her ikisinde de havaalanı var. Yurt haricinde ölüme terk edilen yurttaşlarımız vardı ya, ‘Artık bu öldü’ diye karar vermişlerdi onlarla ilgili. Biz onları oradan ambulans uçağımızla aldık, ülkemize getirdik, şimdi burada tedavileri devam ediyor.
-
İstanbul Mustafa Kemal Atatürk Havalimanı’nı eski fonksiyonuyla devam ettirmeye çalışmak hem İstanbul’a hem İstanbullulara büyük haksızlıktır. Türkiye’nin ve İstanbul’un artık daha uygun bir yerde yeni bir havalimanına ihtiyacı vardı.
- Bu bölgeye fetih yılını çağrıştırması için 145 bin 300 fidan ve ağaç dikiyoruz. Yurttaşlarımızın kitap okumadan yürüyüşe, fuardan müzeye her türlü ihtiyacını karşılayacak altyapı kuruyoruz. Her kesimden kardeşimizin refah içinde zaman geçirebileceği, günde 1 milyon insanoğlunun yararlanabileceği bir yaratı çıkartıyoruz.
“MASKELERİ BİR KEZ DAHA DÜŞTÜ”
-
Kayıtlara nazaran, resmi sayı, 560 bin kişinin katılımıyla gerçekleştirdiğimiz bu program… ‘Zulüm 1453’te başladı’ dediniz. Senin avanen İstanbulumuzun duvarlarında bu tarz şeyleri yazdı. Yalan ve kara çalma ile millet bahçesi projesi üstünden bizlere saldıranlara verilmiş en güzel cevabı pazar günü orada verdik.
-
İşi güya ağaç dikmeyi teşvik etmek olan, işi şehirlerimiz daha yaşanabilir bölgeler hale getirecek projeler olan pek fazlaca kurum var sadece bunlar bizim yaptığımız her projede, attığımız her adımda karşımıza dikilmişlerdir. Beklerdik ki aynı çevreler yanımızda olsun, karşı çıkanlara ‘Durun’ desinler. Bunlardan millet bahçesi tartışmalarında bıraktım eylemi, en minik ses çıktığını gördünüz mü? Göremezsiniz şu sebeple bunların derdi çevre, ağaç değil. Kendi kısır ideolojik saplantılarına çevreyi ve ağacı araç-gereç yapanların maskeleri Mustafa Kemal Atatürk Havalimanı Millet Bahçesi tartışmasında bir kez daha düşmüştür.
- Bu ülkede bizlerden daha samimi çevreci yoktur, ağaç sevgisi bizlerden daha çok kimsede yoktur. İnşallah fethin 570. yıl törenlerini Mustafa Kemal Atatürk Havalimanı millet bahçesinin tamamlanan törenlerinde yaparak bu yetersiz muhterislere hak ettikleri cevabı bir kez daha vereceğiz.
“ŞİMDİ SUYU VAN’DA BULAMAZDINIZ”
-
Kılıçdaroğlu Van’da terör örgütünün ağzıyla konuşarak aklınca Kandil’e slm çakıyor. Bu şehri 2011’deki depremin peşinden adeta sıfırdan, tekrardan inşa ettiğimizden bile insanın haberi yok. O depremden sonrasında Van’ın ne halde bulunduğunu biliyor musun sen ‘bay Kemal’? Van’da eğer PKK örgütünün uzantısı olanlar görevde olsaydı şimdi suyu olan Van bulamazdınız.
-
CHP’ye gönül veren kardeşlerime de sesleniyorum, Van’daki kardeşlerime sesleniyorum. Van’daki o felaketi yaşadınız. İlk gecen beri yanınızda olan, Tayyip Erdoğan ve arkadaşlarıydı.
-
Belediye başkanvekili yöntemini o şekilde konu alıyor ki sanırsınız ses Kandil’den geliyor. Kendi belediye başkanlarının güya hizmetlerini anlatırken o şekilde rakamlar veriyor ki toplamı bizim bir ilçe belediyemizin yaptıklarına denk gelmiyor. Bay Kemal, suyu akmayan musluğu açmak suretiyle fazlaca büyük yatırım yaptığını söyleyecek kadar zavallı.
-
Van’ı İranlılar için iyi mi cazip hale getireceğini özetleyen da Kılıçdaroğlu, ülkemize gelen yabancı yatırımcıları en aşağılık şekilde tehdit eden de Kılıçdaroğlu. Bundan dolayı bu zat yalancı, omurgasız, bir proje, bir aparat.
-
Devlette devamlılık esastır. Söke söke, bu ülkede yargı var. Şakır şakır ödemeye mecbursun. Ben CHP’nin milletvekili olmuş olan müteahhitlere, ‘Bu CHP’nin müteahhididir, buna ödeme yapmam’ demedim ki. Bizde bu şekilde bir kin yok.
-
Bu zatın Demirtaş’ından Kavala’sına, FETÖ’sünden PKK’sına kadar Ankara’dan İstanbul’a yürümekten başka çabası var mı? Türken Vakfı’nın yurdunu dile dolayan zatın FETÖ’nün ABD’daki okul görünümlü fitne yuvalarından şikayetçi bulunduğunu asla görmedik. Bu yurdun ABD’da eğitim görecek öğrencilere hizmet vermek suretiyle yapıldığını biliyoruz. Bu zatı daha da çatlatacağız, daha da kıvrandıracağız.
- Kılıçdaroğlu’nun hakkını yememek lazım. 2023 Haziran’da yapılacak seçim için rakip görmüş olduğu herkesi ya aynı masada biriktirerek kendine doğal olarak kıldı ya da ince manevralarla saf dışı bırakmaya çalıştı. Mevzu kendi siyasal ikbali olunca ‘Ya benimle olun, ya önümden çekilin’ diyerek iyi mi şahinleştiğini ibretle takip ediyoruz. Bu zatın her ağzını açtığında hakkını savunduğu biri cezaevinden 6’lı masanın tüm taraflarına ‘Kendinize gelin’ diye ayar verdi fakat hiçbirinin sesi çıkmadı. Herhalde nefes borularını tutan el ses çıkarmalarına izin vermedi. Bunların kimlerle hangi masada toplanacakları, kimi aday gösterecekleri kendi bilecekler iştir.
KILIÇDAROĞLU’NA 10 SORU: “BU DELİKANLILIĞI YAPARSA…”
- Buradan ben Kılıçdaroğlu’na ve milletime sesleniyorum, birkaç sual sormak isterim. Kati, kati, net yanıt vermesini umuyorum. Bu delikanlılığı yaparsa kendisini siyaseten ve tıbben mazur görmekten vazgeçip muhatap almaya başlayabiliriz.
1) Bölücü terör örgütün tüm unsurlarını, tüm terör örgütlerini siyasal uzantıları, medya destekçileri, yurt haricinde bağlantılarıyla en sertliği şekilde lanetliyor mu lanetlemiyor mu?
2) Türkiye’nin PKK ve YPG’ye karşı sınır ötesi harekatlarını destekliyor mu desteklemiyor mu?
3) İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliği tartışmalarında bir kez daha ortaya çıkan Batı’nın terör örgütlerine ve ulusal çıkarlarımıza karşı riyakar politikaların yanında mı değil mi?
4) Türkiye’nin Akdeniz ve Ege’de verdiği ulusal mücadelede ülkemizin safında mı?
5) Dünyanın yaşamış olduğu ekonomik boyutun ülkemize etkilerine karşı sürdürdüğü mücadeleye en azından ilkesel düzeyde destek veriyor mu vermiyor mu?
6) Mahkeme kararları ve kurum açıklamalarıyla yalan olduğu tescillenmiş iddiaları bir kenara bırakıp siyaseti ülkenin çıkarları üstünden yürütmeye var mı yok mu?
7) Siyasal stratejilerini yabancı ülke temsilcilerini hazırlatıp onaylatmak yerine kendi partisinin mensuplarıyla belirlemeye yönelecek mi?
8) Asil bir devletin evladı şeklinde hareket etmeyi kabul ediyor mu etmiyor mu?
9) Partisi içindeki her türden terör örgütü destekçisini, hırsızı, tacizciyi, tecavüzcüyü, istismarcıyı tasfiye etmeyi düşünüyor mu?
10) Yüreği yetip 2023’te cumhurbaşkanı talibi olacak mı olmayacak mı?
GEZİ OLAYLARI TEPKİSİ: BUNLAR ÇÜRÜK, BUNLAR SÜRTÜK
-
Bira şişeleriyle adeta caminin içini pislemişlerdi. Bunlar çürük, bunlar sürtük. Bunlar için yüce tapınak nedir, ne değildir, bu tarz bir olay yok. Bay Kemal oradaydı, başı çeken oydu. Bunlardan bu millete, vatana hayır gelmez. Bunlar sadece terör sevicilerle birlikte, şu sebeple kendileri de terör sevici.
-
Devletin polisine karşın köprüde pankart asmak istediler. Bu ne densizliktir, bu ne edepsizliktir. Sen milletvekili olsan ne yazar. Yaptıklarının hesabını hukuk önünde verecekler.
- Enflasyondan meydana gelen refah düşüşüne yönelik tedbirlerimizi sürdüreceğiz. İnşallah gelecek haftalarda ve aylarda yeni müjdelerle milletimizin karşısında olacağız.
FİNLANDİYA VE İSVEÇ’E TERÖR TEPKİSİ
- Bölgemiz üstünde meydana getirilen ve aleyhimize sonuçlar doğuracak her hesabı bozduk, bozuyoruz. Ülkemizin cenup sınırları süresince yaşanmış olan güvenlik sınırlarına kayıtsız kalan Batı, Karadeniz’in kuzeyinde başlamış olan sıcak çatışmayla kendini benzer bir krizin tam ortasında buldu. İsveç ve Finlandiya’nın NATO’ya üyelik başvurusu bu şekilde bir sürecin ürünüdür. PKK’ya ve uzantısı kuruluşlara verdikleri destek sebebiyle karşı olduğumuzu derhal ve açıkça duyuru ettik.
“YUNANİSTAN’LA ANLAŞMAMIZI BOZDUK”
-
Yunanistan maalesef yola gelmeyecek. Yunanistan’la Yüksek Düzeyli Stratejik Konsey Anlaşmamızı bozduk. Artık bu ülkeyle ikili görüşme yapmayacağız. Ne süre ki tüm yanlışların sarfınazar eder… Bıktık. Dürüst olacaksan karşımızda koltuğun hazır.
-
Türkiye’nin onayı olmadan bu ülkelerin üyeliği mümkün olmadığı için derhal yoğun bir dış ilişkiler trafiği başladı, arayan arayana. AB üyeliği sürecimiz başta olmak suretiyle pek fazlaca acı tecrübeyle belgeye bağlanmamış laflara inanmamız asla mümkün değildir. Biz onların üyeliği mevzusunda ısrar eden olan herkesten her şeyden ilkin bu ülkelerin sınırları içinde terör örgütleriyle bağlantılı tüm kurumların kapısına kilit vurulması gerekiyor.
-
Bİzim heyetlerle görüşmeyi yaptıkları gün akşam devlet televizyonunda Salih Müslim’i çıkardılar. Bu iyi mi iş? Biz ilkin içtenlik arıyoruz. Ortak güvenlik şemsiyesindeki samimiyetin yolu terörle mücadeledeki samimiyetten geçer. Teröristine böylesine kolayca yol veren bir ülke mi bir tehdit karşısında bizimle ortak savaşım edecek? Cenup sınırlarımızı teröristlere karşı korumak adına yürüttüğümüz harekatlara karşı “işgal” diyenler mi bizimle düşmana karşı ortak savaşım hareket edecek? Net bağlayıcı belgeler görmeden tavrımızı değiştirmeyeceğiz.
- Cenup sınırlarımızı 30 km. koruma planımızın yeni bir safhasına geçiyoruz. Tel Rıfat ve Münbiç’i teröristlerden temizliyoruz.
ANASAYFAYA DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ
[ad_2]
Kaynak: webhane.com